Kaygı, tehlikeye ya da belirsizliğe verilen doğal bir tepkidir. Ancak, bu his, bireyin
yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, kontrol edilemeyen ve sürekli bir hal alan bir
duruma dönüştüğünde “kaygı bozukluğu” olarak adlandırılır. Günümüzde
birçoğumuzun ‘’anksiyete’’ olarak bildiği bozukluktur. Kaygı bozuklukları, modern
dünyanın en yaygın ruh sağlığı sorunlarından biridir ve bireylerin hem duygusal hem
de fiziksel işlevlerini etkileyebilir.

Bu yazıda, kaygı bozukluklarının ne olduğunu, temel belirtilerini ve bu durumun
neden profesyonel yardım gerektirdiğini inceleyeceğiz. Hem psikoloji alanında
çalışan uzmanlar hem de bu durumla mücadele eden bireyler için rehber niteliğinde
bilgiler sunmayı amaçlıyoruz.
Kaygı Bozuklukları ve Belirtileri
Kaygı bozuklukları, DSM-5'e göre birçok alt türü içeren bir grup ruhsal bozukluk
olarak tanımlanır. Bu bozuklukların her biri benzersiz belirtilerle kendini gösterse de
ortak bir noktada buluşulurlar: bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüren
yoğun ve kontrol edilemeyen kaygı.
• Yaygın Kaygı Bozukluğu (GAD): Köklü bir neden olmaksızın sürekli ve aşırı endişe duyma hali. Genellikle “her şeyin kötü gideceği” düşüncesi hakimdir.
Belirtileri arasında, huzursuzluk veya sürekli tetikte hissetme, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü, uyku bozuklukları ve kas gerginliği vardır.
• Panik Bozukluk: Ani ve yoğun korku atakları ile karakterizedir. Panik ataklar, bireyde ölüm korkusu ya da kontrolünü kaybetme hissi uyandırabilir. Ayrıca panik ataklar sırasında, terleme ve nefes darlığı, çarpıntı ve kalp atışının hızlanması gibi belirtiler görülebilir.
• Sosyal Kaygı Bozukluğu: Sosyal etkileşimlerde eleştirilme ya da reddedilme korkusuyla belirgin olan yoğun kaygı. Örneğin, topluluk önünde konuşma, başkalarıyla tanışma, göz önünde yemek yeme ve yazı yazma gibi durumlarda sosyal kaygı görülebilir.
• Spesifik Fobiler: Belirli nesnelere ya da durumlara karşı gelişen aşırı ve İrrasyonel korkular. Örneğin, yüksek alanlar, karanlık ya da hayvan korkusu gibi durumlar.
Kaygı bozukluklarının belirtileri sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel olarak da kendini gösterir. Bu belirtiler arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, mide
problemleri, uyku bozuklukları ve kas gerginliği yer alır. Birey, sürekli olarak bir tehlike hissiyle yaşıyor gibi hissedebilir, bu da yaşamın her alanında zorluk
yaratabilir.
Neden Psikoterapi Gerektirir?
Kaygı bozuklukları, bireylerin kendi kendine önüne geçmekte zorluk çektiği karmaşık bir psikolojik durumdur. Kaygı, genellikle bilinçdışı inançlar, öğrenilmiş davranış kalıpları ya da travmatik yaşantıların bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Bu nedenle, bireyin kaygıyı tetikleyen düşünce ve duygularını anlaması için profesyonel
bir rehberliğe ihtiyacı vardır. Psikoterapi, bireylere bu düşünce kalıplarını tanımayı
ve kaygıyı yönetmek için etkili başa çıkma stratejileri geliştirmeyi öğretebilir.Psikoterapi süreci, bireyin kaygı bozukluğunu sadece belirtiler seviyesinde değil, aynı zamanda altta yatan nedenleriyle ele alır. Bu yaklaşım, bireyin uzun vadede daha sağlıklı ve dengeli bir hayat sürmesine yardımcı olur.
Kaygı bozuklukları, bireylerin hem içsel dünyasını hem de sosyal ilişkilerini derinden
etkileyebilen bir sorundur. Ancak bu durum, profesyonel yardımla üstesinden
gelinebilecek bir problemdir. Psikoterapi, kaygının kökenlerini anlamak ve bu
belirtileri yönetmek için etkili bir araç sunar. Eğer siz ya da bir yakınınız bu belirtileri
yaşıyorsa, bir uzmandan destek almak yaşam kalitenizi önemli ölçüde artırabilir.
Unutmayın, bu yolculukta yalnız değilsiniz ve doğru yardımla daha iyi bir yaşam mümkün.
Simay Güney
Comments